Günümüzde insanlar kendilerine finansman sağlamak için krediye başvurma yoluna sıklıkla gitmektedirler çoğu zaman bu krediyi geri ödeyeceklerine dair bir teminat göstermek zorunda kalmaktadırlar. Bankalar da kar elde etme amacı ile ticari faaliyetlerde bulunurlar. Kredi verme faaliyeti de ihtiyacı olanların belirli ücret karşılığında desteklenmesini ifade eder. 5411 Sayılı Bankacılık Kanununda ki banka tanımına Mevduat Bankası , Katılım Bankası, Kalkınma ve Yatırım Bankası girmektedir. Katılım Bankaları dini nedenlerle faizden uzak kalmak isteyen kişilerin finansman ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlar. Katılım bankalarının açılması özel izne tabidir.
Kredinin Unsurları; zaman, güven, risk ve gelirdir. Kredi belirli bir vadeyle verilmektedir. Vade sonunda para iade edilmesi beklenir. Hiçbir banka, vereceği şeyi geri alamayacağını düşünüyorsa kredi vermez. Kredi riski müşterinin temerrüde düşmesindeki kayıptır. Kredi sözleşmesi klasik bir ödünç sözleşmesi değildir bu bağlamda TBK 306 dan farklılaşır zira ödünç sözleşmesinde ödünç veren borcunu bir defa yerine getirmekle borcu sona erer oysa kredi açan taraf, sözleşme boyunca krediyi kredi alanın emrinde tutmak zorundadır.
Genellikle bankalar nakit krediler (nakdi kredi) verirler. Krediler TL veya yabancı para üzerinden olabilir. Gayrinakdi kredilerde ise banka kredi alana herhangi nakit ödemede bulunmamaktadır. Bu krediler, bankanın üçüncü kişiye karşı taahhüt altına girmesidir. Banka müşterisinin edimini teminat altına almaktadır. Örneğin kefalet kredisi, teminat mektubu, kabul ve ciro gayrinakdi kredidir. Banka komisyon karşılığından müşterinin borcuna kefil olur.
Ayni Teminata örnek olarak, ilk akla gelen teminat türü olan ipotek (taşınmaz rehni), taşınır rehni ve teminat mektupları gösterilebilir. Teminat mektubunda garanti veren (banka), garanti alan (muhatap) ve lehtar bu sözleşmenin taraflarıdır. Muhatap, banka tarafından gayrinakdi kredi verilen müşteridir. Lehtar ise, muhatabın alacaklısıdır. Banka, lehtara doğrudan kredi vermez, muhatap borcunu zamanında yerine getirmezse muhatabın söz konusu borcun yerine getirileceğini garanti altına alır. Teminat mektupları vadeli- vadesiz, ilk talepte ödeme kaydı-ödenmesi şarta bağlı olarak gruplandırılabilir.
Bir bankanın teminat almdan kredi vermesi için, o kredinin geri ödeneceğine dair güvenin tam olması gerekir. Bankanın teminat almadan verdiği krediye açık kredi denir. Bankanın güvence isteyerek kredi verdiği duruma da teminatlı kredi denir.
Şahşi Teminata örnek olarak kefalet sözleşmesi gösterilebilir. Kefaletin konusu başkasına ait bir borçtur. Kefilin ehliyetli olması (reşit, mümeyyiz ve kısıtsız olması), sözleşmenin yazılı biçimde olması, meblağın senette yazılı olması gerekir. Eğer kişi tam ehliyetli değilse, onun adına, yasal temsilci olan veli ve vasisi de kefalet sözleşmesini yapamaz. Özel hukuk tüzel kişileri sadece kuruluş işleminde yer alan amaçların gerçekleşmesiyle ilgili olarak kefil olabilirler. Kefalet sözleşmesi yazılı değilse başlangıçtan beri hükümlerini doğurmaz bu durumda kefil ödeme yapsa da geri isteyebilir. Kefil, imzasını sözleşmenin en altına atmalıdır. Kefalet senedinde kefilin sorumlu olacağı miktarın gösterilmesi ve belli olması gerekir. Azami miktar yazması kefaletin geçerlilik koşuludur.
Kefalet türleri ; adi kefalet, zincirleme kefalet, birlikte kefalet, kefile kefalet, rücua kefalettir. Adi kefaletin en önemli özelliği, asıl borçlunun aczi tespit olmadıkça ya da borcu temin için alınan rehin veya ipotek paraya çevrilmedikçe kefilin takip edilememesidir. Yani kefilden önce borçluya ve diğer teminatlara başvurulmalıdır. Direkt kefile gidilirse tartışma def’i ileri sürülür. Kefalet yanında rehin de varsa kefil rehnin paraya çevrilmesi def’inde bulunabilir.
Yargıtay 11.HD.16.4.1984.3999/4771. ; “Kefilin asıl borçlunun rızasının ve imzasını almasına ihtiyaç olmaksızın kefaletin geçerli sayılması lazım geldiği, bu sıfatla yaptığı ödemeden dolayı alacaklının haklarına halef olmak imkanının bulunduğu” açıklamasında bulunmuştur. Yani asıl borçlunun ben kefil istememiştim deme imkanı ortadan kalkar.
Kefil, ancak asıl borçlu kadar sorumlu tutulabilir. Daha fazla sorumluluk almışsa, bunu sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca geri isteyebilir. Kefalet feri bir borçtur. Kefalet sözleşmesi, asıl borca bağlı olmakla birlikte, asıl borcu doğuran sözleşmeden bağımsız ve kendine ait bir nedeni olan bir sözleşmedir. Kefaletin hukuki sebebi alacaklıya güvence vermektir. Kefaletin varlığı geçerli bir borç ilişkisine bağlıdır. Asıl borcun takibi yapılmadan tali borçlu olan kefile başvurulamaz. Kefil ivazlı veya ivazsız olarak kefalet sözleşmesi kurabilir. Alacaklının kefile karşı bir edimi yerine getirmek zorunda olması ivazlıya örnektir. Kefil, alacaklının, asıl borcun yerine getirilmemesinden doğan müspet zararın tazmininin üstlenir. Kefil aynen ifaya zorlanamaz. Kefil alacaklının haklarına halef olur ve borçluya rücu eder. Asıl borç sona ererse kefalet de sonlanır örneğin, ibra, alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi, borcun ifasının imkansız hale gelmesi, şarta bağlı borçta şartın gerçekleşmemesi vb.
Tüketici kredileri, tüketicilerin kullandığı kredileri; ticari krediler, tüketici kredileri dışında kalan ve mesleki ya da ticari bir amaca ulaşmak için kullanılan kredileri ifade eder. Krediler; kısa, orta ve uzun vadeli olmak üzere üçe ayrılır. Bağlı kredinin temelinde yatan fikir, bir malın bedelinin tamamının derhal ödenmesi yerine, zaman içerisinde taksitlerle ödenmesidir.
Konu ile ilgili detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.